Kozmetik Ürünlerdeki Büyük Tehlike!

ruj-tutan-doktor

Kozmetik ürünlerdeki bazı zehirli maddelerin hormonlarınızı değiştirdiğini ve kansere neden olduğunu biliyor muydunuz?

Kozmetik sektörü bir anlamda aslında ‘hayal’ satıyor. Bunu sürerseniz cildiniz daha pürüzsüz olur, böyle bir ürün kullanırsanız kırışıklarınız yok olur, yok şöyle bir ürün kullanırsanız saçlarınız parlar. Ben daha güzel olmaya, daha genç görünmeye hayır diyecek kimseyi tanımıyorum. Ama bununla beraber güzelleşmek için sağlığımızdan olmaya gerek yok. O kozmetiklerin içinde ne var diye durup bir bakmanızı rica ediyorum. 6 adımda daha sağlıklı kozmetiği nasıl seçeceğinize dair ipuçlarını unutmayın.

1. Kokusuzdur yazınca sevinin, harika kokarsa şüphelenin.
Kozmetik endüstrisininde 500’e kadar kimyasal madde karıştırılıp harika bir sentetik kimyasal hazırlanabileceğini biliyor muydunuz? Peki buna çoğu zaman ‘koku’ dendiğini söylesem. Gerçekten de firmalar o harika kokulu sabunları, vücut losyonlarını, deodorantları hazırlamak için bir sürü muhtemelen son derece zararlı kimyasalı karıştırıyorlar. Bu kimyasallar hormon değiştirme özelliğine de sahipler, alerji de yaparlar. Siz siz olun, çok iyi kokarsa şüphelenin.

2. Phtalates – Bu kadar zor söylenen birşeyi herhalde kolay aklınızda tutarsınız.
Defalarca bu kimyasalı görünce arkanıza bakmadan kaçın dedik çünkü kanserojen olduğu ve hormonları bozduğu pek çok yerde kanıtlanmış. ve maalesef ismi alışılmış olmasa da, günlük bakım ürünlerinin içinde. örneğin, saç spreyi, oje, oyuncaklar, makyaj malzemeleri ve daha neler nelerde Phtalatese rastlamak mümkün.
3. Parabenler – Phtalates kadar kötü oldukları aşikar ama bir grup kimyager onları aklamaya çalışıyor.
ürünlerin son kullanım tarihleri olmamasını kim sağlıyor? Parabenler. Peki nerelerde varlar? Hemen hemen aklınıza gelebilecek tüm makyaj malzemeleri, kremler, şampuanlar ve neler neler. Hormon dengelerini bozup karsinojen olmanın yanında, bir de cildinizi vaktinden evvel yaşlandırıyorlarmış.

Bunu da oku :  Böbrek hastaları oruç tutarken nelere dikkat etmeli?

4. 1,4 dioxan – Ben hayatımda böyle bir içerik görmedim diyorsanız, haklısınız.
1.4 dioksan zaten vücutta bazı kimyallar sonucu oluşan etoksilasyon sürecine deniyor. Petrol bazlı ürünlerin ciltte iritasyon yapmasını önlemek için PEG, polietilen (polyethylene, polyoxyethylene) gibi telaffuzu imkansız kanserojenler kullanılıyor.

5. Sodyum sülfat – Etiketlerde ‘Sodium Laurly Sulfate’ veya SLS olarak gizlenirler.
Dişmacunları ve şampuanlarda bolca bulunan bu kimyasalın en gözle görünen özelliği kullandığınız ürünleri köpürtmesidir. Karsinojen olduğu ispatlanmış olsa da bir grup bu kimyasalın az kullanımını savunurken, diğer grup tamamıyla karşıdır. Siz iyisi mi uzak durun derim. Zaten kozmetik endüstrisi de son zamanlarda etiketlere, sülfatsızdır, SLS free, SLS yoktur gibi ibareler koymaya başladı bile.

6. Triclosan-Son yıllarda hayatımızın vazgeçilmezi anti-bakteriyallerin içinde gizlidirler.
Aynı zamanda dişmacunları ve deodarantlarda da rastlanabilirler. Triclosan aslında cildi tahriş eder ve hastaneler haricinde pek de günlük hayata uygun değildir. Hormonlara negatif etkisi olduğgu gibi bir de antibiyotiklere dirençli bakterilere de yardımcı olabilir. Bir cilt doktorum bana elinizi su ve normal sabunla yıkasanız yeterli demişti. İlla anti-bakteriyal arıyorsanız, içinde kekik olan ürünleri tercih edin.

Bunu da oku :  Dirençli tüberküloza dikkat edin!

7. Eğer bütün bunları okuduktan sonra şimdi neye dikkat edeceğimi şaşırdım diyorsanız.
Size iki tavsiyemiz var. Birincisi başlangıç olarak bu kimyasallardan bir veya iki tanesine dikkat etmeye başlamanız. İkincisi ise sertifikalı organik kozmetik ve ürünleri bulmanız. Zaten Yesilist’in de kuruluş amacı bu ürünleri rehberimizden kolayca bulabilmeniz. Şimdiden sağlıklı günler dileriz.
(Kaynak: Womenist.net) 05.09.2012 15:30 [3915977]

(Toplam 2 defa izlendi, bugün 1 kere görüldü)

Related posts

Leave a Comment